Stockholm’de bir hafta sonu
Merhaba,
Bir haftadan sonra yine bir kuzey ülkesi başkenti ile devam etmek istedim, bugün Şubat ayında bir hafta sonu gezisi için gittiğimiz Stockholm’deyiz! Tabi Stockholm ile devam etmemin bir sebebi de yakın zamanda okuduğum bir kitap. Zülfü Livaneli’nin ”Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm” isimli romanını okumayı bitirdim ve hikaye Stockholm’de geçiyordu, kitabı okurken sürekli gördüğüm şehirle yıllar öncesi halini zihnimde karşılaştırdım.
Gitmeden önce okuduğum kadarıyla ulaşımın pahalı olduğunu öğrenmiştim, her ne kadar şehri yürüyerek gezmekten hoşlansak da genelde bir yere gitmeden önce ulaşım ve müze, ören yeri gibi yerlerin girişlerini kapsayan bir kart var mı diye bakarım ve mutlaka bu kartdan alırız. Stockholm’de de gitmeden önce aşağı yukarı nereleri ziyaret etmek ve ne yapmak istediğimizi belirlediğim için havalanında iner inmez bu kartdan aldık.
Cuma gecesi indiğimiz ve bir an önce otelimize gidip dinlenmek istediğimiz için ilk gelen trene bindik. Bu tren Arlanda ekspres isimli hızlı trendi. Gelin görün ki meğerse bizim kartlar bu trende geçmiyormuş. Merkez istasyonuna varmadan önce bilet kontrolü yapan görevliye bu durumdan habersiz kartlarımızı verdiğimizde şaşkınlığımızı ve bir yandan da mahcup halimizi anlatamam. Bu gibi durumlarda hemen orada bilet kesebiliyorlar ancak trende alınan biletler daha pahalı oluyor, yani kart aldık kurtardık derken zaten pahalı olan tren bilet fiyatından daha fazlasını verecektik ki vermedik. Nakit geçmiyordu ya da bozuğu olmadığı için almadı orasını anlamadım, görevlinin elindeki pos cihazı da çalışmadı ve görevli önemli değil kalsın diyerek bize iyi eğlenceler diledi! Çok kibar ve güler yüzlü bir bayandı, sayesinde iyi bir başlangıç yapmış olduk.
Sadece iki günümüz olduğu için açıkçası daha çok şehri yürüyerek gezmek ve bol bol fotoğraf çekmek istedik, özellikle eski şehir (evet burada da tabi ki bir ‘old town’ olayı var) Gamla Stan sokaklarını dolaşmak inanılmaz zevkli ve fotoğraf açısından da çok tatmin ediciydi. Hiç yön veya bir plan belirlemeden yola çıkıp rastgele daracık Gamla Stan sokaklarına kendinizi bırakın derim. Biz gittiğimizde hava soğuk olmasına rağmen çok rahat gezebildik. Gamla Stan’da birçok değişik mağaza, bunun yanında hediyelik eşya dükkanları, kafe ve restaurantlar bulabilirsiniz. Ben ise bir anda karşıma çizgi roman dükkanı çıkınca hazine bulmuş gibi oldum!
Gamla Stan sokaklarını arşınladıktan sonra gelmeden önce haberdar olduğum Skyview’e doğru gittik, biletlerimiz aldık (bu da Stockholm Pass’a dahildi) ve gösteri başladı! Yalnız aklınızda bulunsun, öğlen 12’ye kadar Stockholm Pass ile bedava olan Skyview’e öğleden sonra kartınızla indirimli binebiliyorsunuz. Biz bu detayı bilmediğimiz için 12’den sonra gitmiştik. Skyview Ericcson Globe’un üzerinden -Ericsson Globe dünyadaki en büyük küre şeklindeki binadır ve bir konser alanıdır- tüm şehri izlemenize olanak sağlayan kendisi de küre şeklinde olan bir çeşit asansör. Böylelikle Ericsson Globe binasının zirvesinden 360 derece açı ile Stockholm’ü izleyebiliyorsunuz. Yükseklik korkuma rağmen bindim, tekrar gitsem yine binerim. Bu kadar yüksek yerlere çıkmama rağmen hala nasıl yükseklik korkumu yenemedim orası bir muamma tabi. İnanılmaz güzel bir manzaraydı, hava soğuk olmasına rağmen açıktı ve dolayısıyla şehri izlemeye doyamadık dersem yeridir.
Bu kadar fotoğraf çekmekten bahsetmişken Stockholm’e gelip Fotografiska’yı ziyaret etmemek olmazdı, Stockholm Pass ile ücretsiz girebildiğinizi hatırlatmak isterim. Bu arada aldığımız karta hop on hop off otobüs de dahil olduğu için hem şehri şöyle bir toptan gezmiş olalım dedik hem de baktık bir durağı da Fotografiska’ya çok yakın bu seçeneği de kullanmış olduk. Her ne kadar bir şehri gezmenin en iyi yolu yürümekten geçse de bir kere de bu otobüslere binmek bence oldukça faydalı oluyor, ki bu faydayı en çok Lizbon’da gördük (bir sonraki durağımız neresi belli oldu). Fotografiska uluslararası alanda sanatıyla ün yapmış fotoğraf sanatçılarının sergilerinin düzenlendiği bir sergi salonu. Biz gittiğimiz sıralarda Ren Hang’ın ‘Human Love’ ve Albert Wiking’in ‘We have a dream’ isimli sergileri vardı ve her ikisinin de eserleri gerçekten çok dikkat çekiciydi, daha önce denk gelmediyseniz bir bakın derim. Ne yazık ki bizim Stockholm gezimizden bir hafta kadar sonra Ren Hang’ın intihar etmiş olduğu haberlerini okuyup üzüldüm, şaşırdım, neden bilmiyorum ama gerçekten şaşırdım. Halbuki insan psikolojisi çok derin ve başarı mutluluk getirmeyebiliyor.
Nerede kalmıştık, Fotografiska’yı ziyaret etmiştik, buradan sonraki durağımız ise Stockholm’e gelip de kesinlikle görmeden dönülmemesi gereken Vasa müzesi. Ben biraz bahsedeceğim ama kelimelerim bu muhteşemliği anlatmaya ne kadar yeter bilemiyorum. Vasa müzesi ismini 1628 yılında henüz ilk seferine çıkmak üzereyken derin ve soğuk kuzey sularına gömülen Vasa savaş gemisinden alıyor. Bu savaş gemisi henüz limandan ayrılmışken sadece 1300 metre açıklıkta sulara gömülüyor ve 1961 yılında keşfedilip tek parça halinde -evet yanlış duymadınız- tek parça halinde çıkarılana kadar derin bir uykuya dalıyor. Gemiyle birlikte döneme ait birçok eser, denizcilerin günlük yaşamına dair eşyalar, hatta mürettebatdan bazılarının kalıntılarına da rastlanıyor, şöyle anlatmak isterim gemi o kadar iyi korunmuş ve inanılmaz bir şekilde çıkarılmış ki bırakın kendisini, yelkeni bile bir parça da olsa hala duruyor ve müzede sergileniyor. O kadar etkileyici bir gemi ki, arkeolojik olarak bakarsanız şimdiye kadar bu kadar iyi korunmuş, bu kadar iyi bir halde bulunan ve çıkarılmış olan ilk ve tek gemi. Japonya’da bu geminin bir benzeri yapılmış ve turistlere ziyarete açılmış, hem yapılış hikayesi, hem batışı (neden batmış olabileceğine ilişkin araştırmalar ve tartışmalar hala devam ediyor) hem de yeniden keşfedilişi ve çıkartılması ile bambaşka hikayeleri içinde barındıran bir arkeolojik eser. Stockholm Pass ile girişi ücretsizdi ancak açıkcası girişinin ücretli olması da beni girmekten alıkoymazdı.
Vasa müzesinden hemen sonra ise Nordic Museum’a gittik ki zaten birbirlerine çok yakın yerlerdeler. Bu müzeyi de Kuzey ülkelerinin tarihini merak ediyor ve ilgileniyorsanız mutlaka ziyaret edin derim, Stockholm Pass ile girişi ücretsiz.
Biz oldukça soğuk bir döneminde gittiğimiz için (sular resmen bazı yerlerde donmuştu) bütün bot ya da kanal turları çalışmıyordu. Sefere çıkan tek bot turu Stockholm Winter Tour isimli turdu ve biz de pazar günü bu tura çıktık. Mutlaka bu bot turlarından birine çıkın derim hatta baharda giderseniz adaların çoğuna giden, hatta mümkünse Birka’ya giden bot turunu tercih edin, biz hava şartları nedeniyle bunu yapamadık ama şu kadarını söylemek isterim Birka Vikinglerin İsveç’deki ilk yerleşim yeri ve her yıl Viking festivali düzenleniyormuş! Ayrıca Unesco Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Bizim çıkabildiğimiz tur ise yine de Stockholm’ün biraz daha dışına doğru buz tutmuş kıyılardan Stockholm archipelago’ya doğru giden ve Fjaderholmarna adalarının etrafından turlayan bir turdu. Bu arada gemide isterseniz soğuk havada içinizi ısıtacak İsveç’in geleneksel sıcak şarabı olan Glögg’den içebilirsiniz (içmenizi tavsiye ederim).
İki gün için bence oldukça yerinde ve keyifli bir gezi yaptık, ancak yine de birkaç günüm daha olsaydı gezmek isteyeceğim yerler olurdu, ki bence tekrar gitmem için çok geçerli sebepler. Bunlardan birincisi biraz önce bahsettiğim günübirlik Birka turu, ki buraya bahsettiğim Viking festivali olduğunda gitmek isterdim. İkincisi ise Skansen açıkhava müzesi, burası İsveç’in 5 yüzyıllık geçmişinin hayata geçirildiği 1891 yılında kurulmuş olan dünyanın ilk açıkhava müzesi. Üçüncüsünü ise birazdan Stockholm’de yediklerimizden ve içtiklerimizden bahsederken söyleyeceğim.
Stockholm’de gezdiğimiz yorucu ama keyifli ilk günümüze daha önce Stockholm’e gitmiş olan arkadaşım Zeynep’den aldığım tavsiye ile meşhur köftelerinden yiyeceğimiz ‘Meatballs for People’ isimli restauranta giderek devam ettik. Ve kesinlikle değdi diyebilirim, köfteler domuz, sığır veya geyik eti seçenekleriyle geliyor, biz sığır etini tercih ettik, sonrasında geyik etli de denemek istedik ama açıkcası porsiyonlar o kadar doyurucuydu ki ortaya bir porsiyon söyleyip paylaşalım diye düşündüysek bile sonrasında vazgeçtik. Peki pahalı mıydı derseniz bence porsiyon, lezzet ve hizmet kalitesine baktığınızda kesinlikle pahalı değildi.
İkinci gün ise bir başka arkadaşım Burcu’dan aldığım tavsiye ile ‘Flippin Burgers’ isimli restauranta gittik, iyi ki de gitmişiz ve iyi ki de masa beklemişiz. Evet doğru duydunuz oldukça kalabalık ancak içeride birşeyler içerken rahatça bekleyebileceğiniz ve size 15-20 dakika bekleme süresi verip 10 dakika olmadan masanıza davet eden bir mekan. Bana öyle geliyor ki insanları ümitsizce bekletmektense biraz toleranslı süre veriyorlar. Kesinlikle buradan kalabalığı görüp beklemeyelim diyip geri dönmeyin çok pişman olursunuz. Biz neredeyse öyle diyorduk ki ikinci burgerlerimizi yerken ne kadar yazık edermişiz onu anlamış olduk. Ayrıca patates kızartmaları da çok lezzetliydi, ekstra çedar peyniri sosuyla sipariş etmenizi tavsiye ederim. Yalnız dondurmalarını sipariş ederken değişik bir dondurma ya da sunum şekli olduğunu düşünerek yapmayın bunu derim çünkü bildiğiniz Ben and Jerry’s getiriyorlar.
Peki buraya tekrar gelirsek yapmak isteyeceğim üçüncü şey neydi? Yemekle ilgili olduğu konusunda ipucu vermiştim. Özellikle Gamla Stan civarında mağara restoranlar var, bu restoranlarda Vikinglerin yeme alışkanlıklarına ve yüzyıllarca öncesinden kalma tariflere uygun pişirilmiş yemekler yine Vikingler döneminde kullanılan servis malzemeleriyle servis ediliyor, ayrıca dekorasyonları da o dönemi yaşatıyor, öyle ki çalışanların giyim kuşamları bile buna uygun. Dolayısıyla sadece bir gün fazladan kalmış olsaydık mutlaka bu restoranlardan birinde yemek yemek isterdim, biz bir tanesine girdik ancak çok kalabalıktı, bir diğerinde ise sadece barda birşeyler içtik çıktık. Ne diyelim başka zaman…
Yeniden yaşamış gibi oldum, Stockholm’e kesinlike bayıldım, en kısa sürede bu defa baharda bir hafta sonu ziyaret etmek isterim, belli olmaz belki kendimi Vikinglerle Birka’da içkimi yudumlarken bulurum!
Save
Save
Save
Calendar
P | S | Ç | P | C | C | P |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | |
7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 |
14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 |
21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 |
28 | 29 | 30 | 31 |
Bir cevap yazın