3 günde Kopenhag
Merhaba!
Kuzey ülkelerini hep çok merak etmişimdir, bu nedenle geçtiğimiz kış her ay bir hafta sonu bu ülkelerin başkentlerine gitmeye kara verdim, gerçi sadece ikisine gittim ama olsun, başlamak düşünüp de hiç başlamamaktan iyidir!
Neyse ne diyordum, Kuzey ülkelerini seviyorum, hayalimde hep İtalya kıyıları yerine Kuzey kıyıları, fiyordlar yer almıştır, İtalya’ya gitmeyecek miyim derseniz tabi ki gideceğim ama öncelik veremedim işte, sanırım Vikinglerin de bunda payı var, bu nedenledir ki uzun zamandır yazmayı ertelediğim bloğumun ilk yazısını Kopenhag’a ayırdım, başlayalım efendim…
Herneyse uzun lafın kısası, kış ayları için düşündüğüm bu fikri Kopenhag’la hayat geçirmiş oldum ve Aralık ayının güzel bir hafta sonunda bir gün de izin alarak 3 günlük gezimiz için yola çıktık.
Öncelikle gitmeden önce tabi ki internetten gezilmesi gereken yerler gibi ufak bir araştırma yaptım ve böylelikle Tivoli’den haberdar oldum ve internet sitesinden giriş ve akşam yemeğini kapsayan bileti satın aldım. Tam da Noel zamanı öncesi olduğu için eğlenceli olacağını tahmin ediyordum, bu arada ufak bir not, en sıkıcı Avrupa şehri bile Noel zamanı çok keyifli bir şehir haline gelebiliyor.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki konaklama çok pahalı, bizim gittiğimiz otel de merkez istasyonuna ve diğer merkezi alanlara yürüme mesafesinde bir zincir oteliydi ancak rezervasyon sırasında fotoğraflarda gördüğümüzden çok farklı bir oda ile karşılaştık, meğer restorasyon başlamış ve o fotoğraflar restore edilen katlara aitmiş, neyse en azından temizdi dedik ama bir de gece başlayan partinin gürültüsü eklenince hoş olmadı.
Kopenhag’da benim için vazgeçilmez olan saray veya kale benzeri tarihi mimari yapıları görmek isteyenler için bir sürü seçenek var, ben gitmeden önce hepsini listelemiştim ve çok programlı bir şeklide ilk gün gitmek istediklerimin çoğunu ziyaret edebildik. İşte Kopenhag’da yaptıklarımızın listesi:
- Amalienborg Sarayı: Kraliyet ailesinin hala içinde yaşadığı saray, etrafında 4 ayrı saray daha var ve bu açıdan bakıldığında saraylar kompleksi diyebiliriz. İçinde aynı zamanda Kral IV. Frederik’in at üstünde bir heykeli var.
- Christiansborg Sarayı: Amalienborg Sarayı’na yakın, 106 metrelik kulesi ile Kopenhag’ın en yüksek kulesine sahip saray.
- Rosenborg Kalesi: Kesinilikle favorim bu oldu, bahçesi, bahçesindeki heykellerle birlikte gerçekten şahane bir kale. En çok bu kalenin bahçesinde vakit geçirdik, bir de hemen yanındaki parktan çıkarken tesadüfen Andersen’in heykeli ile karşılaştık!
- Rundetarn: Astronomik Gözlemevi olarak inşa edilmiş bu yuvarlak kule gerçekten Kopenhag’a gidince mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisi, en yukarıya kadar tırmanıp şehri izlemeden dönmeyin derim.
- Frederik Kilisesi: Her Avrupa şehrinde mutlaka görülmesi gereken, zaten hepsinin merkez meydanında yer alan bir kilise oluyor, ancak Frederik Kilisesi mimari yapısı ile çok etkileyici ve aman her yerde aynı bu kiliseler klişesinden kurtulup mutlaka görmeniz gereken bir yapı. Roma’daki Aziz Petrus Bazilikası’ndan ilham alınarak yapılan kilise İskandinavya’nın en büyük kubbesine sahip.
- Küçük denizkızı heykeli: Kopenhag’a geldik ve bu heykeli gördük evet, gitmeyin der miyim demem, çünkü bulunduğu kıyı da ayrıca biraz oturup, dinlenmek, fotoğraf çekmek için çok keyifli bir yer ayrıca hemen yakınıda Kastellet Hisarı var ki sıradaki yerimize gelmiş oluyoruz.
- Kastellet Hisarı: Küçük denizkızı heykeline çok yakın bir yerde yer alan bu yapı Kuzey Avrupa’nın en iyi korunmuş yıldız kalelerinden birisiymiş.
- Nyhavn: Gündüzünden ayrı gecesinden ayrı keyif alacağınız Yeni Liman’ı bir kıyı mahallesi olarak düşünebilirsiniz, özellikle akşamları liman boyu restaurant ve kafeleriyle çok renkli ve hareketli bir yer. Biz rastgele bir kafeye girdik ve yanında pesto soslu makarna ile servis edilen somon ızgara yedik, somon gerçekten çok lezzetliydi, porsiyon gerçekten oldukça fazlaydı ve fiyat buna karşılık çok uygundu. liman boyunca gezmek, Aralık ayında bile çok keyifliydi, açıkcası Kopenhag’da bulunduğumuz süre boyunca soğuk havadan dolayı zorlandığımızı hatırlamıyorum.
- Nyhavn’ın en başında kehribar müzesi var, ve kehribar benim en sevdiğim taş ve bence dünyanın en kıymetli taşı. Hem müzeyi gezip hem de birşeyler satın alabilirsiniz benim yaptığım gibi!
- Vor Frelsers Kirke: Bir başka kilise ile karşınızdayız, bu kilisenin spiral merdivenli ve yukarıya çıktıkça darlaşan kulesinden mutlaka çıkmalısınız, ben yükselik korkuma rağmen çıktım ama malesef bu kulede yükseklik korkum galip geldi ve en tepede kapıdan başımı dışarı çıkartmamla ben yapamam bunu geri döneceğim diyip bir güzel gerisin geri indim!
- Danimarka Ulusal Müzesi: Benimgibi Kuzey ülkelerinin kültürüne, Vikinglere ve genel olarak arkeolojiye, tarihe meraklıysanız bu müzeyi ziyaret etmelisiniz. İnanılmaz etkileyici Viking dönemi buluntuları, mumyalar ve daha bir sürü etkileyici tarihi eserler var.
- Tivoli: Mutlaka gelin, çocuklar gibi şen olun, herşeye ikişer üçer binin, sizi zorla çıkarsınlar buradan! Yükseklik korkuma rağmen dönme dolap,dönen salıncaklar (Star Flyer’a mutlaka binin ben iki kere bindim şu an bile nasıl yaptım diye düşünüyorum) dahil her oyuncağa defalarca bindim, inanılmaz güzel bir park. Biz Noel öncesi gittiğimiz için içindeki Noel pazarı da inanılmaz güzeldi, insanın gerçekten gözü dönüyor herşeyden almak istiyorsunuz, çocuklara şimdi hak veriyorum! Tam bir masal diyarı, ama bence akşam gezmek daha güzel, ışıklandırma ve içindeki küçük göletin üzerindeki ışık gösterilerini izlemek akşam daha keyifli oluyor. Ayrıca el freniyle kumanda edilen en eski ahşap roller coasterlardan birsi de (Rutschebanen) burada ona da binmeden dönmeyin derim. Bu arada biz gitmeden yemek dahil olan biletlerden almıştık ve iyi ki öyle yapmışız diyorum çünkü girişte inanılmaz bir sıra vardı. İçeride birçok restaurant var ama tabi ki yer bulmak zor, biz bir burger restaurantında yer bulduk ve oldukça lezzetliydi. Ayrıca Tivoli’nin hemen çaprazında belediye binası yer alıyor, bu bina da mimari açıdan görmeye değer yapılardan birisi.
- Christiania: Özekliğini ilan etmiş, Vor Frelsers Kirke’e çok yakın Christianshavn mahallesinin bir kısmı. Girerken sanki başka bir ülkeye gelmişsiniz gibi ”Welcome to Christiania” yazısı sizi karşılıyor ve çıkarken Avrupa Birliği’ne girmek üzeresiniz yazısı ile uğurlanıyorsunuz. İnsanların özgürce, tamamen kendi kuralları ile ve ortak yaşam ilkesi ile yaşamını sürdürdüğü bir ortak yaşam köyü diyebiliriz. Mesela içinde kendi yapı marketi var, kreş, okul, ikinci el kıyafetlerin yer aldığı kulübeler var. Biraz bakımsız olduğunu ve temiz görünmediğini söyleyebilirim ama yine de bu şekilde yaşamayı başaran insanların olması ve Danimarka Devleti’nin buna saygı duyup izin vermesini hayranlıkla izledim. Kesinlikle başka bir yaşam mümkün dedirtiyor.
Kopenhag genel olarak gezilmesi çok keyifli bir şehir, yukarıda saydığım noktalara gitmek zorunda değilsiniz sadece sokakları dolaşmak istiyorum diyorsanız da büyük keyif alırsınız. Her sokak veya cadde birbirinden güzel ferah meydanlara açılıyor, hepsinde bir çeşme etrafında oturmak için banklar yer alıyor, serbestçe sokaklarda kendini kaybetmek, fotoğraf çekmek isteyenler için çok ideal.
Ayrıca birbirinden ilginç kafeler de bulabilirsiniz. Biz Rundetarn’ın olduğu sokakta tesadüfen bir kafeye oturmuştuk ve bu kafe üniversite öğrencilerinin işlettiği, isteyenin gönüllü çalıştığı, sadece içeçek servisi yapan dışarıdan yiyecek getirmeye izin verilen ve öğrencilerin rahatça ders çalışabildiği bir kafe çıktı. Bir de çok sayıda dizayn mağazası var, ayrıca beni müdavimi olduğum Flying Tiger aslen Kopenhag’lı ve tabi ki burada kocaman bir mağazası var.
Son olarak Kopenhag pahalı mı? En başta belirttiğim üzere konaklama bence pahalı, ancak diğer şeyler için verilen hizmete göre diğer Avrupa şehirlerinden daha pahalı diyemem, orta şeker diyelim!
Bence üç günlük bir gezi için yapabileceğimiz herşeyi yaptık, umarım biraz olsun faydalı olur bu yazım gitmek isteyenlere. Açıkcası Kopenhag gezimden inanılmaz bir keyif aldım, gerçi ben her gezimden çok keyif alıyorum çünkü gezmeyi, görmeyi, yemeyi,içmeyi çok seviyorum! Ne de olsa gezdiğimiz gördüğümüz yediğimiz içtiğimiz yanımıza kar kalacak!
Calendar
P | S | Ç | P | C | C | P |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | |
7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 |
14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 |
21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 |
28 | 29 | 30 | 31 |
Bir cevap yazın